top of page
Masada Açık Duran Kitap

Blockchain, Metaverse ve Sürdürülebilirlik: Bir Sonraki Büyük Şey ve Dönüşüme Öncülük Edenler

  • Yazarın fotoğrafı: GARA
    GARA
  • 23 Eyl 2022
  • 5 dakikada okunur

Son yıllarda yazılım teknolojilerindeki hızlı gelişmeler ve beraberinde bu gelişmelere farklı yönde ivme kazandıran girişimlerin sayısı bir hayli arttı. Bu gelişmeler ya da yenilikler ise gerek sosyal hayatımızda gerekse iş hayatımızda inanılmaz bir değişim yarattılar. 90’lı yılların başında internet devrimi ile başlayan ve beraberinde Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal platformların hayatımıza girmesiyle birlikte yaygınlaşan internet kullanımı toplumsal dokuyu değiştirirken, e-ticaret ve m-ticaret platformları geleneksel ticaret kavramına da yeni anlamlar ve yorumlar kazandırdı. Bu türdeki platformlar çok kısa bir süre içerisinde birçok tesis ve fabrikayı bünyesinde barındıran bir asırlık şirketlerden bile daha büyük değerlemeler aldılar. 2008 yılında Satoshi Nakamoto tarafından yazılan bir makale ile tanıştığımız ve 2009 yılında ilk işlemini yapan Bitcoin yani kripto paralar ise ekonomiyi algılama biçimimizi kökten değiştirdi. Öyle ki, bugün 1970’lerin başında Ken Olsen’in insanların evinde kişisel bilgisayar bulundurmasına gerek olmadığına dair eleştirisinden, Guy Almes’ın internetten kopmayı ölüme benzettiği bir dönemi yaşıyoruz. Dünya artık her bir yeni güne, bir sonraki büyük şeyin ne olacağını merak ederek uyanıyor.


Blockchain ve Kripto Paralar


Eğilimin ya da bilindik bir tanımlamayla trendlerin günlük hatta bazen saatlik olarak değiştiği günümüzde, on yılı aşkın bir süredir konuşulan ve politik tartışmalara neden olan kripto paralar artık hayatımızın vazgeçilmez birer parçası oldular. Birçok endişeye ve spekülasyona rağmen, dijital ve sanal paranın kullanımı her geçen gün dikkat çekici bir şekilde artış göstermeye devam ederken, çoğu ülkenin borsalarında işlem gören paradan daha büyük bir işlem hacmine sahip olmayı da başardı. Hal böyle olunca çok uzak olmayan bir gelecekte hemen hemen her sektörde kripto para kullanım alanının yaygınlaşacağını söylemek yanlış olmaz.


Kriptografi kullanılarak tasarlanmış bir dijital unsur olan kripto paranın ilk örneği olan Bitcoin, açık kaynaklı bir kod olarak üretilmiş bağımsız bir para birimi olup, her bir kripto para biriminin merkeziyetsizliği, bir tür dağıtık muhasebe defteri olarak işlev gören bir blok zincirinden (Blockchain) oluşur. Blockchain ya da diğer ifadeyle blok zinciri ise birbirine bağlı bloklardan oluşan bir veri tabanı sistemidir ve ağlar üzerindeki bu fonksiyonların merkeziyetsiz ve düşük maliyetlerle gerçekleştirilmesine imkân sağlamaktadır.

Blok zincirinde gerçekleşen işlemler bir önceki bloğun üstüne eklenirken yeni bir blok oluşturulur. Bu bloklar birbirine kronolojik olarak bağlanırken, yeni gelen blok kendinden önce gelen bloklardaki bilgileri de doğrulayarak bu sayede kayıtların güvenliğini de artırmış olur. Blok zincirinin dağıtık bir yapıya sahip oluşu ve bir kişinin bu ağ/network üzerindeki geçmiş kayıtları değiştirmesi diğer kullanıcılar üzerindeki kayıtları da değiştirmesini gerektireceği için güvenlik sorunu neredeyse imkansız hale gelmektedir.

Kısaca network ne kadar büyür, ne kadar çok sayıda ayrı kayıt olursa, o kadar güvenli hale gelir ve doğrulama/denetleme maliyetlerini ortadan kaldırır. Merkeziyetsiz bir yapıyı, sadece tek bir kayıt içeren ve bu kayıtların güvenliğini sağlamak için önemli bir maliyet oluşturan merkezi bir yapıya kıyasla avanatajlı yapan da budur.


Bir Sonraki Büyük Şey: Metaverse


"Metaverse" terimini artık duymayan yoktur. Neal Stephenson'un 1992'de yayınlanan ikonik siberpunk romanı Snow Crash'in, Zuckerberg’in rüyasını gerçekleştirmesinde ilham olduğunu hepimiz biliyoruz. Snow Crash romanında sanal gerçeklik gözlüklerine yansıtılan ortak bir "hayali alem" olarak tanımlanan bu terim, oyuncuların birbirleriyle etkileşime girebildiği sanal dünyalara atıfta bulunmak için kullanılıyor. Üç boyutlu uzay-zaman kurallarının göz ardı edilebildiği, geliştiricilerin gerçekte var olmayan binalar, parklar, araçlar ve çevre inşa edebildikleri bir dünyada; kullanıcıların oyun oynayıp, alışveriş yapabildikleri, podyumlarda ürünlerini sergileyebildikleri ya da konserlere katılabildikleri ve hatta toplantılarını gerçekleştirebildikleri gerçekçi bir deneyim sunan Metaverse'ün amacı, insanlara birçok yönden deneyimler ve fırsatlar açısından fiziksel gerçekliği aşabilecek bir artırılmış gerçeklik deneyimi sağlamaktır. Onlarca yıldır, gerçek zamanlı olarak gerçek insanlarla dolu yapay zeka (AI) güdümlü karakterlere sahip sanal dünyalar ve pek tabi oyunlar, bugün hala Metaverse referans olarak gösterilen örnekler arasında yer alıyorlar. Fakat konuyu dahi iyi anlamamız adına, sanal dünyanın bir meta evren değil, belirli bir amaç (oyun vs.) için yaratılmış hayali ve sentetik bir evren olduğunu belirtmekte fayda var. Konuyu biraz daha genişletecek olursak, benzer şekilde Second Life gibi dijital içeriklere de tam anlamıyla Metaverse diyemeyiz. Bunlar daha çok erken dönemli ya da"proto-Metaverse'ler" olarak tanımlanabilir. Dijital avatarlarla temsil edilme fikri, sanal gerçeklik (VR) ile sanal bir dünya veya alanı deneyimlemek ya da dijital bir dünyada edinilen varlık hissi de, bir meta veri tabanı oluşturmak için yeterli değildir. Uzun lafın kısası Metaverse, oyun benzeri amaçlara ve oyunlara sahip olabileceği gibi tek başına bir oyun ya da sanal gerçeklik değildir.


Peki, söz konusu meta veri deposu?


Genel olarak iki tür platforma ayrılabilir. İlki, blok zinciri tabanlı meta veri deposu başlangıçları oluşturmak için değiştirilemez birimlerden (NFT'ler) ve kripto para birimlerinden yararlanmayı içerir. Katılımcılar, Decentraland ve The Sandbox platformlarında sanal arazi satın alabilir ve kendi ayarlarını oluşturabilir. İkinci grup ise katılımcıların iş veya eğlence için bir araya gelebileceği genel olarak sanal dünyaları tanımlamak için meta veriyi kullanır.


Decentraland'ın MANA'sı ve The Sandbox'ın SAND'ı gibi birkaç blok zinciri tabanlı platform, sanal varlıkları satın almak ve satmak için Ethereum tabanlı kripto birimlerine ihtiyaç duymaktadır. Meta veri deposunun doğru çalışması için neden şifrelemeye yani kriptografiye ihtiyaç duyduğuna bir göz atalım. Blok zincirinin kırılmazlığı ve değişmezliği, herhangi bir sanal gerçeklik teknolojisinin geniş çapta benimsenmesi için kritik özelliklerdir. Hack'ler ve veri ihlallerinin yaygın olduğu bir ortamda tercihimiz tamamen çevrimiçi ve sanal bir ortamda çalışmaksa, üzerinde çalışacağımız temel platformun güvenli olması gerekir. Blok zinciri yalnızca bilgilerin hızlı bir şekilde onaylanmasına izin vermekle kalmaz, aynı zamanda kriptografik olarak güvenli ve korumalı işlemlere de izin verir. Blockchain ve kripto varlıkları, sanal gerçekliğin nasıl dağıtılacağının temel ve ayrılmaz bir yönüdür.

Söylediklerimizi toparlayacak olursak, blok zinciri daha eski ve kabul görmüş, bilgisayarlardan oluşan bir ağa bağlı veri tabanı ürünüyken, Metaverse ve kripto paralar blok zinciri teknolojisini kullanırlar. Metaverse, blok zinciri ve kripto varlıklarının etkinleştirilmesine yardımcı olabilecek, blok zinciri ve kripto varlıklarının gelecekteki uygulamasında önemli bir rol üstlenecektir.

Covid’19, Metaverse ve Sürdürülebilirlik


Covid, Metaverse ve Sürdürülebilirlik . Bu üç kavramın yan yana kullanılması kulağa biraz garip gelebilir. Ancak durum sandığımızdan daha da ilintili. Covid salgını bize insanın ve kurduğumuz düzenin ne kadar kırılgan olduğunu gösterirken, toplum üzerinde oluşan kaygı, endişe ve panik alışkanlıklarımızı değiştirmemize de neden oldu ve sağladı. Artan alkol kullanımı, sık sık hijyen ihtiyacının hissedimesi, online alışverişe olan ilginin daha da artması, hibrit çalışma sistemi ve çevrimiçi gerçekleştirilen toplantılardaki artış bu alışkanlıklardan ve sayabileceklerimizden sadece birkaçını oluşturuyor. Bu süreçte gezegen üzerinde de birtakım iyileşmeler yaşandı. Yalnızca ulaşımdaki yoğunluğun azalmasıyla paralel seyreden karbon ayak izindeki düşüş bile bize bir süreliğine de olsa mavi bir gökyüzü sundu. Salgının etkileri azalırken bazı alışkanlıklar çoktan kendini sağlama alışmıştı. Daha fazla kişi çevrimiçi olarak çalışma hayatına dönerken, çevrimiçi iletişimi daha gerçekçi hale getirecek tekniklere yönelik istekte bir artış oldu. Tesadüfi ya da değil Metaverse’ün duyurulması ve platforma artan logoritmik talebin tam da salgının ardından gelmesiyle ile birlikte hızlı bir şekilde avatarlarla dahil olduğumuz çalışma odalarına (workrooms) ve ofislere kısa sürede alıştık. Covid bu anlamda Metaverse’ün hedeflerine daha az bir zamanda kavuşmasını sağladı.

Henüz duyurulalı bir yıl olmamışken Metaverse’ün karbon ayak izini azaltmaya dair potansiyel katkılarıyla ilgilenmeye başladık. Hava, deniz, tren ve karayolu ulaşımı, küresel sera gazı emisyonlarının beşte birini oluştururken, Metaverse’in bazı sektörler için seyahat ihtiyacını azaltacağını ve işe gidiş gelişleri ortadan kaldırarak gezegenin ısınmasının önüne geçebileceğine olan inanç oldukça güçlü görünüyor. Ayrıca bu girişimlerin savaş uçağı eğitimi gibi askeri eğitim tatbikatlarına kadar birçok mecrada emisyon azaltımı hedeflenerek kullanılabilmesi de muhtemel.


Bir sonraki büyük şey elbette teknoloji ve sürdürülebilirliğin dostluğuyla gerçekleşecek. Bunu başarabilen ve faaliyetlerine entegre edebilmeyi başaran şirketler, liderler ve girişimciler dönüşüme öncülük edecekler.

 
 
 

Comments


Gündemi takip edin.

Uzmanlarımızdan öğrenin. Abone olun.

Logo Beyaz.png

© 2022 Gara Yönetim Danışmanlık

Abone olduğunuz için teşekkürler!

Email

Tel

+90 542 330 1937

bottom of page